English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | bail [australia] v. | durmaya zorlamak |
General | bail [australia] v. | birini durdurup tehditkar şekilde konuşmak |
General | bail [australia] v. | tutuklamak |
Agriculture | ||
Agriculture | bail [australia] n. | sağım sırasında ineğin kafasını sabit tutmak için kullanılan çerçeve |
English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | bail up [australia] v. | inekleri sağma salonuna/bölmesine kapatmak |
Phrasals | bail up [australia] v. | inekleri sağma salonuna/bölmesine almak |
Phrasals | bail up [australia] v. | inekleri sağma salonunda/bölmesinde tutmak |
Phrasals | bail up [australia] v. | soygun amacıyla kıstırmak |
Phrasals | bail up [australia] v. | soygun amacıyla kıskıvrak yakalamak/tutmak |
Phrasals | bail up [australia] v. | işinden/yolundan alıkoymak |
Phrasals | bail up [australia] v. | yakalamak |
Phrasals | bail up [australia] v. | konuşmaya tutmak |
Phrasals | bail up [australia] v. | hırsızlara direnmeden teslim olmak |
Colloquial | ||
Colloquial | bail up [australia] v. | (konuşma sırasında) esir almak |
Breeding | ||
Breeding | bail up [australia] v. | (inek) başını çerçeveyle sabitleyerek hapsetmek |
Breeding | bail up [australia] v. | (inek) başı çerçeveyle sabitlenerek hapsedilmek |